24 Mart 2009 Salı

Yerel Seçimler Üzerine Notlar #2

  • Bir yanda, talan ede ede İstanbul'un renklerini solduran, şehri demir/asfalt yığınına döndüren, seçmenleri seçeneksizliğe iten padişah döllerinin son temsilcisi Topbaş diğer yanda ise belediye başkanlığına mı yoksa müfettişliği mi soyunduğu belli olmayan Mitterant'dan apardıkları yeni ismiyle "sakin güç" Kılıçdaroğlu...
  • 15 yıldır soyup soğana çevirdiği Ankara'yı 5 yıl daha kuşatmaya yeminli new age Zübükzade Gökçek ve kendi döneminde ondan aşağı yanı kalmayan, şimdi ise gözüne ülkücü oylara çevirmiş, Hep'li geçmişine ve Baykal'la sürtüşmesine aniden sünger çekivermiş ulusal kanatın ilkeli (!) temsilcisi Karayalçın...
Ya o ya bu! Yaşasın Seçme Özgürlüğü!!!



  • İzmir, Çankaya, Kadıköy, Beşiktaş gibi kurtardığı (!) kutsal topraklarda laiklik, çağdaşlık, modernizm ekseni üzerinden seçim çalışması yürütürken; Kocaeli'de Kuran kursu açılımı yapması, Sultanbeyli'de imam belediye başkanı adayı çıkarması, Eskişehir'de Büyükerşen'i partiye katamayınca karşısına aday çıkarması, Şişli'de Mustafa Sarıgül'ün karşına "Muharrem Sarıgül"ü koyma cinlikleri, çarşafa dolanmış halleri ile Chp bu seçim döneminin yıldızıdır, nazarımda!



  • Akp'de ise adayların neredeyse hepsinin silik oluşları çok dikkat çekici. Hiç bir adayın adı ön plana çıkmıyor. (Sesi en çok çıkan bir Melih Gökçek vardı, onu da aday adaylığı döneminde perişan ettiler.) Zira Davos fatihi son padişahları her yere o kadar muktedir ki sadece onun adıyla oy aramakta beis görmüyorlar. Ayrıca kale fethetme fetişleri, bu seçimde de sürmekte. Çoğulcu değil çoğunlukçu demokrasi anlayışlarının meyvasını toplamak ve insanlara, Menderes dönemini mumla arattırmak çabasındalar! Diyarbakır'ı hizmet vaadi ve içi boş Kürt açılımlarıyla; Tunceli'yi vali eliyle sadaka dağıtarak; elitist kıyı şehirlerini ise "zümre"nin açık fikirli insanlarından aday göstererek; yeri geldiğinde liberal, yeri geldiğinde sosyal demokrat açılımlarla almak istiyorlar. "Almak" anahtar kelime bu. Yerel seçimleri almak, fethetmek, kaleyi ele geçirmek vs. gibi kavramlarla girişilen bir seçim çalışması aslında çok şeyi açıklamakta. Şu an itibariyle diyebilirim ki: Anap'tan beri burjuva siyasetinin bukalemun kıvamını en iyi tutturan onlar!



  • Bu seçimin belki de en büyük sürprizi Saadet Partisi'nden gelicek. Çoğu yerde sürpriz başkanlıklar alacaklar, kimilerinde ise başkanlık yarışını karıştıracaklar gibi duruyor. İstanbul için adayları Mehmet Bekaroğlu'nun ise, seçim çalışmasına Tuzla'daki işci ölümlerine dikkat çekmek amacıyla Limter-İş'i ziyaret ederek başlaması ve 120 işcinin ölümüyle ilgili olarak yaptığı "Başbakanım siz de işçi öldürmeyi iyi bilirsiniz!" anti-davos çıkışıyla dikkat çekmekte. Zaten Bekaroğlu'nu bilenler için çok şaşırtıcı olmamıştır bu açıklamalar ve ziyaretler. Sağ cenahın hacı yağı kokmuş tarafından sistem eleştirileri yapan bu zat; zamanında, Ertuğrul Günay'la beraber müslüman sol adı yakıştırılan bir hareket başlatmak istemişti. Her ne kadar o süreci ve kendisini "elhamdülillah solcuyuz" laflarıyla tiye alsak da; Bekaroğlu, Günay'dan kat be kat sözünün eri olduğunu, dini bütün sosyal demokratlardan daha tutarlı olduğunu gösterdi. Milli görüş gömleği üzerinde ve Necmettin Hoca'ya yakınlığı ortada olsa da, en azından hak ve sınıf bilinci gözeten bir siyasetçi. İstanbul adayları arasında Akın Birdal'la beraber en çok dikkatimi çekenlerden. (Yanılmıyorsam bir tane de bağımsız işçi aday var.)

2 yorum:

moroccom dedi ki...

yerel seçimlerde benim de en çok ilgimi hiç bir maddi yardım almadan kampanya yapan küçük partilerin adayları ile bağımsız adaylar dikkatimi çekmekte.
geçenlerde yolda yürürken 50 yaşın üzerinde bir adam broşür vermek için çırpınıyor. baktım bir partinin adayı ile ilgili. küçük bir pati. belki bindelik küsürlerle haberlerde hiç adı geçmeyecek bir siyasetin temsilcisi. bir yere oturdum soluklanmak için ve gördüm ki 2 sayfalık broşürü dağıtan kişinin kendisi belediye başkanı adayı. şaşırdım ve içimden bulup tebrik etmek geldi. bu nasıl bir ruh halidir ki kaybedeceğini bile bile aday oluyor ve seçime giriyor.
uzun bir mevzu. anlat anlat bitmez.
:)

baschar dedi ki...

meydanın boş olmadığına ispat, siyaset alanının sadece erk sahiplerine tahsis edilmesine isyan o insanlar.
beyoğlu'ndaki feminist bağımısız aday, dolabdere deki "lambda" üyesi muhtar adayı, işçi/emekçi adaylar ve hatta adana semalarındaki abdurrahham boztaş := )

sayıları çok az ama binbir tonda renk katan adaylar bunlar. siyasetin kirli siyahını bi nebze griye çevirecek olanlar...