17 Şubat 2009 Salı

Faşizm Konuşma Yasağı Değil Söyleme Mecburiyetidir!

Ronald Barthes'in enfes bir sözü. İlk kez okunduğunda gayet kafa karıştırıcı ya da saçma gelebilmekte. Fakat az biraz beyin jimnastiği ile idrakı kolaylaşmakta ve yerden göğe hak verilmekte.
Mesela Kürt sorunu üzerine alışılagelmiş bir kaç söylemi dillendirelim:

"Sonuçta devlet doğuya yatırım yapmakta hep geç kaldı, bölge insanına değer verilmedi, batıdakilerle eş tutulmadı. Kendi dillerine gereken saygı gösterilmedi, yok sayıldı... bıkbıkbık... haa, yanlış anlaşılmasın benim dedem yörükdür zaten, aslen Yozgatlıyız biz!"

"
İşi, aşı olmayan, yıllarca baskıya maruz kalan gençler mecburen dağlara çıktı. Geride gözü yaşlı Kürt anaları kaldı... bıkbıkbık... haa, Pkk terörist bir örgüttür, böyle düşündüğümü bilmenizi isterim!"

"
Diyarbakır cezaevi vakası var mesela. 80 sonrasının getirisi vahim bir olay. Bölge insanını derinden yaralayan, iz bırakan bir vahşet... bıkbıkbık... haa, belirtmekte fayda var; benim Türk polisiyle, kolluk kuvvetleriyle bir problemim yok, bunlar genelde münferit olaylardır!"

Homofobi üzerine girişilen tartışmalarda da bolca örneğini görebiliriz:

"Bence toplum olarak gaylere karşı önyargılıyız. Onları kısıtlamak bence insanlık suçudur... bıkbıkbık... haa, gay falan değilim ben, sadece onların hakkını savunuyorum!"


İtalik
yazılan kısımlara ve öncesine dikkat ettiniz mi? Belli bir konu üzerine fikrini belirten tutsak bünye, sözlerini nedense hitap ettiği kesimin doğrularına yönelik genel geçer kavramlarla tepki çekmeyecek şekilde sonlandırıyor. Ya da sonlandırmak durumunda kalıyor. Zira herşey/herkes hakkında özgürce yorum yapıp ahkam kesen bu tutsak bünye, kendisine yönelecek "toplumsal dürtü"lü tepkiye karşı köylü kurnazlığı ile önlem alıyor.
Aslında bu durum iki farklı yönden de ele alınabilir. Fikrini belirten tutsak bünyemiz, ya kaypak'tır, çemçük ağzıyla
bir öyle bir böyle konuşmaktadır. Ya da demokrasi uygulayıcısı olduklarını her fırsatta dillendiren oligarşik yapıların, fikir çatışmalarının ancak belli fikriyatlara bağlı kalınarak yapılabileceği, ezberine yenik düşmüş bir faşizm mağdurudur. Ve de çok büyük olasılıkla bu ezberi, kendi kontrolu dışında tekrarlamaktadır. Böyle bir mecburiyetin esiri olduğunun farkında bile değildir.

Ezcümle; düzen sana konuşma yasağı getirmiyor, konuş diyor konuş ama konuşma metninin çerçevesini benim belirlediğim sınırlardan oluştur, öyle konuş!

Ne kadar korkutucu, değil mi?




(Haa yanlış anlaşılmasın, ağzıma geldiği gibi yazıyorum ben, kimseyi hedef almıyorum!!1)

Hiç yorum yok: